13 Nisan 2010 Salı
venedik'te alışveriş
Venedik'in ara sokaklar daha önce de belirttiğim gibi dar ve gökyüzüyle bağlantısız. Ama memleket akıllı insanlarla dolu, sokakları öyle mağazalarla donatmışlar ve vitrin tasarımı öyle bir sanat haline gelmiş ki durumun farkına varman alışveriş dürtülerinin gücüyle doğru orantılı oluyor.
Burada bir dipnot düşeyim erkekler de kadınlar kadar kolay kaptırıyor kendini vitrinlere. Efsane falan değil bu milletin kadını da erkeği de giyinmeyi biliyor. Dolayısıyla hangi milletten olursa olsun buraya gelen erkekler de acaba daha iyi nasıl giyinebilirim, şu benim dolapta da olan gömlek bu adamların üzerinde neden bir başka duruyor diye meraka kapılıyor.
Mağazalara girip çıkmadan bu sokaklarda dolaşmak imkansız. Giriyor, kurcalıyor, deniyor, fiyat soruyor, bir alışkanlık pazarlık yapmaya çalışıyorsun. Ve işte orada bir duruyorsun. Çok güçlü bir yöntem geliştirmişler, İtalyanca hariç ne dil konuşursan konuş anlamazdan geliyor (bilemiyorum gerçekten mi anlamıyorlar) ve pazarlıktan paçayı yırtmaya çalışıyorlar. Israrcı davranıp devam edersen yüzde 15’le 30 arasında bir indirim koparmak gayet mümkün. Hatta tasarımcı markası satan mağazalarda bile mümkün, Ferragamo’da veya Max Mara’da pazarlık yaparsam çingene görünürüm falan diye çekinmeyin, isteyenin bir yüzü vermeyenin iki demişler.
Böyle mağazalara gire çıka ilerleyeyim derken koca bir günü topu topu San Marco’nun yakın civarındaki sokaklarda öldürmek olası. Öldürmek diyorum çünkü Venedik’e gidip de alışverişle zamanını doldurmak bildiğin cinayetten aşağı kalmayan bir hareket olur, sözüme güvenin. Bunu size henüz tedavi kelimesiyle tanışmamış bir alışverişkolik söylüyor!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder